top of page

Aleyhe Değiştirme Yasağı

Güncelleme tarihi: 9 Tem 2021

Aleyhe değiştirme yasağı, ceza ve hukuk yargılamasına ilişkin kanun yollarına başvurma sonrasında karşımıza çıkan yargılamanın temel ilkelerinden birisidir.

En basit tanımıyla “aleyhe değiştirme yasağı” ya da “aleyhe bozma yasağı”, ilk derece mahkemesinin verdiği karara karşı temyiz ya da istinaf gibi kararın incelenmesini amaçlayan kanun yollarına başvurulduğunda, kanun yoluna başvuran aleyhine daha ağır bir kararın verilmesini engelleyen bir kurumdur.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda, “aleyhe değiştirme”yasağı”na ilişkin açık bir düzenleme yoktur. Ancak, Yargıtayın yerleşik içtihatları ile öğretide, temyiz eden taraf aleyhine, temyiz etmeyen taraf lehine bir menfaat sağlanmasının önüne geçebilmek için bu ilkenin uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, hukuk yargılamasında da aleyhe değiştirme yasağı karşımıza çıkar. Fakat, kamu düzenine ilişkin hususlarda, hâkimin re’sen inceleme yapması gerektiğinden aleyhe bozma yasağı uygulanamaz.

İdari yargıda da açık hüküm bulunmamasına rağmen, taleple bağlılık ilkesi gereği, idare mahkemeleri dava konusu yapılan idari işlemin dışında, davacının menfaatlerine aykırı, dava konusu işlemden daha ağır sonuçlar yaratacak şekilde aleyhe karar veremezler.

Aynı şekilde, disiplin hukukuna ilişkin olarak, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na 135. maddeye göre, memura disiplin cezası verilen durumlarda, ceza kararına itiraz edildiği takdirde, itiraz kabul edilirse, disiplin amirleri kararı gözden geçirerek verilen cezayı hafifletebilir ya da tamamen kaldırabilirler. Öncekinden daha ağır bir cezanın verilmesi mümkün değildir. Açıkça hüküm bulunmasa da, uygulamada aleyhe değiştirme yasağı göz önünde bulundurulmaktadır.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda ise, bu husus hakkında açık hükümler bulunmaktadır. (CMK, md.265, md,283, md.307, md.309, md.323.) Aleyhe değiştirme yasağı, ceza yargılamasında geniş bir uygulama alanı bulur. Bunun sebebi, sanık olarak ceza alan kişinin, hakkında verilen ceza kararına karşı, daha ağır bir ceza alabilme ihtimalinin ortadan kaldırılarak, korkmadan savunma yapabilmesini sağlamaktır. Yani sanığın, kanun yoluna başvurduğunda aleyhe bir durum ortaya çıkacağından korktuğu için başvurudan vazgeçmesini önlemek amacına yönelik olarak bu düzenleme getirilmiştir. Böyle bir yasak hiç olmasaydı, hakkında ceza kararı verilen kişi, temyiz yoluna başvurduğunda, ilk derece mahkemesinin dikkate almadığı hususlardan dolayı, üst derece mahkemesinin daha ağır bir ceza verilmesi gerektiğini belirtmesi nedeniyle, kanun yoluna başvurduğundan dolayı daha ağır bir ceza alma olasılığıyla karşı karşıya kalabilirdi.

Ceza yargılamasında, olağan kanun yollarından istinaf ve temyizle, olağanüstü kanun yollarında ise, kanun yararına bozma ve yargılamanın yenilenmesi yollarında bu kural benimsenmiştir. Sanık lehine kanun yoluna başvurulduğunda aleyhe değiştirme yasağı uygulanır. Sanık aleyhine başvuru halinde bu ilke uygulanmaz.

Ceza Muhakemesi Kanununun 261. maddesinde sanık avukatının, 262. maddesinde sanık dışında, şüpheli ya da sanığın yasal temsilcisi ve eşinin de kanun yollarına başvurabilecekleri belirtilmiştir. Bahsi geçen kişiler, haliyle sanık lehine kanun yoluna başvurabilecek olan kişilerdir.

Ayrıca, Cumhuriyet Savcısının sanık yararına kanun yoluna başvurması halinde, bu kural uygulama alanı bulur.

Ceza Muhakemesi Kanununun 265. maddesine göre Cumhuriyet Savcısı sanık aleyhine kanun yoluna başvurabilir. Bu durumda ise, sanık lehine karar bozulabilir ya da değiştirilebilir.

Aleyhe değiştirme yasağının konusunu, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararda belirtilen ceza türü ve miktarı oluşturur. Suçun niteliği ve adı değişmesi yasak kapsamında değildir. Suçun niteliği değişse bile, yalnız sanık lehine kanun yoluna başvurulmuş, İstinaf mahkemesi veya Yargıtay bozma kararı vermiş ise, bozma kararından sonra verilecek karar önce verilen cezadan daha ağır olamaz. Daha ağır ceza verilmesini gerektirse de artık önceki verilen cezanın aynısı verilmek zorundadır.

İtiraz gerektiren durumlarda ve güvenlik tedbirlerine ilişkin kararlarda “aleyhe değiştirme yasağı” uygulama alanı bulmaz. Örneğin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararda bir denetim süresi söz konusu olduğundan ve karara karşı itiraz yolu düzenlendiğinden, bu karar için aleyhe değiştirme yasağı uygulanamaz. Bu durumda, karara itiraz edildiğinde, daha ağır bir sonuçla karşılaşma ihtimali vardır.

Sonuç olarak, aleyhe değiştirme yasağı, kanun yollarına başvuru hakkının garanti altına alınmasını ve adil yargılanma hakkının korunmasını sağlar. Sanık, hukuk devletinde, kanun yollarına başvuru hakkını, cezasının ağırlaştırılması tehlikesiyle karşı karşıya kalmaksızın kullanabilecektir.

Faydalı olması umuduyla…


Av. Aslıhan Gürbüz Sevim

Ocak 2021



Yararlanılan Kaynaklar

Dr. Öğr. Üyesi Sesim Soyer Güleç, Ceza Muhakemesi Hukukunda Aleyhe Değiştirme (Reformatio in Peius)Yasağı, D.E.Ü. Hukuk Fakültesi Dergisi, Prof. Dr. Durmuş TEZCAN’a Armağan, 2019

Ali Rıza Çınar, Aleyhe Değiştirme Yasağı Kuralı, Prof. Dr. Nur Centel’e Armağan


Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page