top of page
Yazarın fotoğrafıAslıhan Gürbüz Sevim

Değer Artış Payı Davaları

Güncelleme tarihi: 9 Tem 2021

Bu dava türünü anlatmadan önce, "Boşanmada Mal Paylaşımı" ile ilgili yazıda anlattıklarımı kısaca özetlemek gerekir sanırım. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu gereğince bu kanunda belirlenen mal rejimlerinden birini kabul etmeyen eşler, evlilik birliğinde, edilmiş mallara katılma rejimini kabul etmiş sayılırlar. Zaten biliyoruz ki, ülkemizdeki genel duruma bakıldığında, evlenirken mal rejimi ile ilgili bir seçim yapılması istisnaidir.


İşte bu nedenle, 743 sayılı eski Medeni Kanun yürürlükte iken, eşlerin boşanmaları sırasında, eşlerden birinin diğer eş için edinilen mala yaptıkları katkı, Yargıtay içtihatlarında “katkı payı alacağı" adı altında ortaya çıkan alacak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda, “değer artış payı” başlığı altında yasalaşmıştır.


Türk Medeni Kanunu’nun 227. maddesi gereğince; “eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur” değer artış payı alacağı düzenlenmiştir.


Örnek bir durum üzerinden gidilirse bu alacağın isteme koşullarının daha iyi anlaşılacağını düşünüyorum;


Evlilik devam ederken, eşlerden birisinin üzerine ev alınır. Bu ev alınırken, kadın babasının miras payından kalan 50.000 Tl.yi kocasına verir. Ev, koca üzerine tapuda tescil edilir. Eşler, evi aldıktan 5 yıl sonra boşanmaya karar verirler. Sonraki 5 yıl içerinde evin değerinin çeşitli sebeplerle arttığını varsayalım. Yani evlilik birliği içerinde alınan evin değeri 250.000 Tl. iken 400.000 Tl. oldu, diyelim. Arada oluşan fark bakımından eşin yaptığı katkı kadar alacağı olacaktır. Verdiği 50.000 Tl. ev alındığı sırada evin 1/5’i oranında bir katkıdır. Boşanmadan sonra mal tasfiyesi sırasında evin değeri 400.000 Tl olduğuna göre alacağı, 80.000.Tl olur.


Bu basit örnek üzerinden anlatmaya çalıştığımız şey, maddi değeri olan ve karşılıksız olarak yapılmış her durum için geçerlidir. Mutfağın tadilatı için harcanan para, evin korunması için yapılan tadilata katkı gibi çeşitli durumları değer artış payı alacağı kapsamında değerlendirebiliriz.


Peki, bu davayı açmanın şartı nedir? Değer artış payı davası açmak için, bir boşanma davası olmalıdır. Davayı açmak için, boşanmanın davasının sona ermesinin beklenmesi gerekmez. Ancak, değer artış payı davasının sona erdirilebilmesi için, verilen boşanma kararının kesinleşmesi beklenir. Evlilik birliği içerisinde edinilen malların tasfiyesi, boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle yapılır. Buradan anlaşılması gereken, boşanma davası devam ettiği sırada eşlerden birinin alacağı taşınmaz ya da bir araba için değer artış payı istenemez. Bu tür davalarda, dava konu malların, karar tarihine en yakın değeri üzerinden alacak hesaplanır ve karar tarihinden itibaren alacağa faiz işler.


Değer artış payı davası, aile mahkemesi tarafından görülür. Bu dava, ayni bir hak sağlamaz. Yani, tapunun yarısının davacı taraf üzerine tescili gibi bir talepte bulunulamaz. Yalnızca alacak niteliğinde şahsi bir hak içerir. Hatta evlilik birliği içerisinde edinilen mal, -diyelim ki ev- başkasına devredilmiş olsa bile, bu dava, devredilen üçüncü kişiye bildirilirse, değer artış payının eşten alınamayan kısmı için üçüncü kişiye dava açma hakkı kanun tarafından tanınmıştır. Bu davalarda zamanaşımı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından 10 yıl olarak belirlenmiştir.

Faydalı olması dileğiyle…


Av.Aslıhan Gürbüz Sevim

Aralık 2020



Yararlanılan Kaynaklar

Ömer Uğur Gençcan, Mal Rejimleri Hukuku, Yetkin Yayınları, Kasım 2020


© Bu sitedeki yazılar, yazar adı ve site kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

53 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Yazı: Blog2_Post
bottom of page