top of page
Yazarın fotoğrafıAslıhan Gürbüz Sevim

İdari Yargıda Dava Açma Sürelerinin Yeniden Başlaması

Güncelleme tarihi: 9 Tem 2021

İdari Yargılama Usulü Kanunu kapsamında dava açma süreleri hakkında daha önce de yazmıştım. Özel kanunlarda aksi öngörülmedikçe dava açma süresi idare mahkemeleri ve Danıştay’da altmış gün, vergi mahkemelerinde ise otuz gün olarak düzenlenmiştir. Bu süreler, birel işlemlerde yazılı bildirimin yapıldığı tarihi, düzenleyici işlemlerde ise ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar.

Genel kural bu şekilde olmakla birlikte, idari işlemlere karşı kanunda öngörülen dava açma süresi geçtikten sonra dava açılmasının kabul edildiği birtakım istisna haller de vardır. Bu husus, mevzuatta düzenlenerek ya da içtihat yoluyla kabul edilmiştir.

İdari Yargılama Usulü Kanununun 7.4. maddesine göre, düzenleyici işleme karşı dava açma süresinin geçmesinden sonra, düzenleyici işleme dayanılarak yapılan her uygulama işlemi, dayanak işlem için de dava açma süresini yeniden canlandırır. Aynı Kanunun 9. maddesinde, idari yargının görev alanına giren bir dava adli yargı yerinde açılmışsa, görev yönünden reddedildiğinde, idari dava açma süresi geçmiş olsa dahi, görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren otuz gün içinde idari yargıda dava açmak mümkündür.

Yasal düzenlemeler dışında, içtihatlarla da sürelerle ilgili istisnalar getirilmiştir. Temel hak ve özgürlükler, çalışma özgürlüğü, mülkiyet ve eğitim hakkı, can ve mal güvenliği, terfi ve intibak işlemleri, kamu personeli hukuku kapsamındaki bazı işlemler, “etkisi devam eden ve her defasında idare tarafından ayrı bir işlem yapılması gereken durumlar” olmaları gerekçeleriyle, her yeni müracaat ile dava süresinin başlayacağına dair içtihatlara konu olmuştur.

Daha açık bir anlatımla, bazı işlemler bakımından Danıştay, hakkaniyetli olması için sürelerin her yeni başvuru ile tekrar başlayacağını kabul etmektedir. Bu sayede, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 10. maddesi kapsamında, ilgililerin haklarında bir idari işlem yapılması için idareye her zaman için başvuru yapabilmelerine ve bu başvurunun reddedilmesi üzerine dava açabilmelerine olanak tanımaktadır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 10. maddesinde, ilgililerin haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabileceği, 60 gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, 60 günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde dava açabilecekleri, 60 günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgilinin bu cevabı, istemin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebileceği, bu takdirde dava açma süresinin işlemeyeceği, ancak bekleme süresinin başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemeyeceği, dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, 60 günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren 60 gün içinde dava açılabileceği kurala bağlanmıştır.

Örneğin, eğitim hakkı kapsamında diplomaya bağlı haklar, ilgililerin menfaatini etkilemeleri nedeniyle her zaman dava konusu yapılabilir. Yüksek Mahkeme, “diploma, sürekli bir işlem niteliğindedir. Bu nedenle diplomaya bağlı haklar, farklı hukuki ortamlarda sürekli olarak uygulanabilir. İlgililerin yararlarını zedeleyen diplomanın iptaline ilişkin işlemlere karşı, İdare Hukuku ilkelerine göre her zaman dava açılması olanağı vardır.” şeklinde karar vermiştir. Bu aynı zamanda, çalışma hakkıyla da ilgili bir durumdur.

Diğer bir örnek, seyahat özgürlüğünün kullanılması kapsamında, pasaport işlemleriyle ilgili taleplerin her seferinde tekrar istenebilmesiyle ilgilidir. İdare her seferinde konuyla ilgili tekrar işlem yapmak zorunda olduğundan her defasında dava açma süresi doğacaktır. Bu husus da temel hak ve özgürlüklerle ilgili olması nedeniyle, içtihatlarla ortaya konulmuştur.

Kamu personeline ilişkin bazı işlemler bakımından, idareye yapılan her yeni müracaat üzerine dava açma süresinin canlanması yönündeki içtihatlar özellikle, terfi ve intibak işlemleri, fiili hizmet süresi zammı, maaş ve tazminat farkı, yabancı dil tazminatı gibi konularda karşımıza çıkmaktadır.

Son dönemde Danıştay kamu personeli bakımından "Kamu personelinin gerek görevde bulundukları sırada, gerekse emekliye ayrılmış olmaları hallerinde, parasal ve özlük hakları yönünden her ay hukuki sonuç doğuran, diğer bir ifadeyle süregelen etkileri bulunan idari işlemlere karşı ilk tesis edildikleri ya da ilk uygulandıkları anda dava açılmamış olması, başvuru tarihinden itibaren ileriye dönük sonuçlar doğurmak üzere sonradan yapılacak başvurulara dayalı olarak tesis edilen işlemlerin dava konusu edilmelerine engel değildir.” şeklinde karar vermiştir.

Açıkladığım hususlar bakımından son olarak şunu söylemek gereklidir; idareye yapılan her yeni müracaatın dava açma süresini canlandırıp canlandırmayacağı, bir genelleme yapmak suretiyle değil, somut işlem ve bu işlemin ait olduğu olaya ilişkin değerlendirme yapılarak karar verilmesini gerektiren bir husustur.

Faydalı olması dileğiyle…


Av.Aslıhan Gürbüz Sevim

Ocak 2021



Yararlanılan Kaynaklar

© Bu sitedeki yazılar, yazar ve site adı belirtilmeden kullanılamaz.

4.017 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Yazı: Blog2_Post
bottom of page